Özellikle her şubesinde hijyen kalitesini ortaya koyan açık mutfak anlayışı ile misafirlerini ağırlayan Tella Kebap, odun ateşinde lahmacunu, Urfa Viranşehir'e has Tella kebabı ve Süryani usulü içli köftesi ile görülmeye değer bir işletme olarak dikkat çekiyor. Menüsü yöreye özgü çeşitler ile az ve öz olan Tella Kebap'da ayrıca leblebi(çöp şiş), kestane(kuzu şiş), ciğer şiş, tavuk şiş yer almakta.

Çakar "Gıda da sağlık gibi güvendir"

Son dönemde kebap denilince akla ilk gelen işletmelerden olan Tella Kebap Esenkent, Ispartakule ve Bahçeşehir'de yakaladığı ivmeyi Beylikdüzünde yeni açtığı şube ile sürdürmenin hedefinde. İşletme ortaklarından Dr. Albert Çakar ve Volkan Çakar bu başarını sırrını sorduğumuzda "Güler yüz, kaliteli hizmet ve hijyen her işletmenin olmazsa olmazı bu üçünü sağlandıktan sonra eğer ürününüz de lezzetli ise insanların öncelikli tercihi olan bir işletme olabiliyorsunuz.  Bir doktor olarak az önce belirttiğim üç temel maddenin içerisinde ise en önemli olanı tartışmasız hijyen. Aslına bakılırsa gıda kavramı herkes için sağlık kadar önemli. Bunun en başlıca nedeni yediğiniz şeylerin bünyenizi doğrudan etkileyecek unsurları içinde barındırıyor olması. Bu sebeple 'güvenilir gıda' tüketici olarak hepimizin önemsemesi gereken ciddi bir konu. Bu bilince varmış olan herkesi işletmemize bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Aksu "İşin sırrı etin lezzetinde"

Kebap denildiği zaman akla ilk gelen şehrimiz olan Urfa'nın Viranşehir ilçesine has olan Tella Kebap'ı diğer kebaplardan ayıran önemli detay ise özellikle etini lezzeti. Bu lezzetin nasıl yakalandığını sorduğumuz Niş mutfakların kurucusu ve isim mimarı Caner Aksu "Mezopotamya ovasının kuzeyinde Karacadağın verimli eteklerinde beslenen nesli asırlardır devam eden Zom ırkı kuzulardan zırhta yapılan çok özel bir kıyma kebabını Tella Kebap olarak metropole taşıyarak bu kültürü ve lezzet mirasını sizlerle buluşturduk" açıklamasında bulundu.

Mercan "Ateşin icadı ile kebap kavramı ortaya çıkmıştır"

Açılışa katılan Uluslararası Döner Federasyonu Başkanı Mehmet Mercan açılışı sonrası İz Medya mikrofonuna yaptığı konuşmada kebabı, ateşin icadı ile ortaya çıkan çok kadim bir tarihe sahip olan bir lezzet olarak tanımlarken işletmeye dair ise şunları söyledi ; "Tella Kebapın dördüncü şubesinin bugün açılışında bulunduk. Tella kebap müthiş bir lezzet, Selçuklu ve Osmanlı mutfaklarından miras sayabileceğimiz bir lezzet. Kebap, İnsanoğlunun ateşi ilk bulduğu andan itibaren ortaya çıkartmış olduğu bir lezzet. Türk kültürünü dünyaya yansıtan bir lezzet, Anadolu coğrafyasından çıkan ve bugün dünyanın dört bir tarafında Türkler sayesinde değer bulan inanılmaz bir lezzet. Ateşin etle buluştuğu anın sonrasında hamurun da işin içine dahil olması ile ortaya lahmacun gibi bir değerimiz daha çıkıyor.  Lahmacunun odun ateşinde pişmesi ile ortaya çok lezzetli bir sonuç çıkmış. Bunu samimiyetle ifade edebilirim ki Tella kebap, lahmacunu ile de çok iddealı. Özellikle UDOFED kurucularından olan aynı zamanda başkan yardımcılığı görevini de üstlenen Caner Aksu kardeşime açmış olduğu işletme için ve oluşturduğu istihdam adına teşekkür ediyorum. Dördüncü Şube olarak Beylikdüzü'nün tercih etmiş olmasından dolayı Beylikdüzü Halkının çok şanslı olduğunu belirtmek isterim. Heybet Döner & Tella Kebap'ın ortaya koymuş olduğu kaliteli hizmet anlayışını ve lezzetini daha pek çok ilçemizde göreceğimize inanıyorum. Kendilerini bu anlamda tebrik ediyorum" diye konuştu.

"Bir Medeniyetler Mutfağı"

Hititler'de bir boğa, Selçuklu Anadolusu'nda bereketli bir ova, Göbeklitepe'de ise ilk buğdayın ana yurdudur Tella.

Mezopotamya Ovası'nın kuzeyinde; bugünün Mardin - Urfa sınırları arasında kalan Karacadağ’ın verimli eteklerinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış bir şehrin adıdır “Tella” (Viranşehir).

Tella’nın öyküsü tam da burada başlar: Bölgede nesli asırlardır devam eden Zom ırkı kuzularından zırhta yapılan çok özel bir kıyma kebabını metropole taşıyarak bu kültür ve lezzet mirasını sizlerle buluşturacaktır.

Yine aynı bölgede yetişen ve yüzyıllardır türü değişmemiş buğdaydan et ile hamurun buluştuğu ilk yemek olan lahmacunu eski usullerle taş fırında odun ateşiyle pişirecek, aynı toprağın bulgurundan Süryani usulü içli köftesi ile farklı kültür ve damakların Mezopotamya'da nasıl buluştuğunu anlatacak, ovanın en kıymetli mahsülü olan mercimek ile Ezo Gelin’in çorbasını hazırlayacaktır.

Tella, kültür mirası lezzetleri ile damağınızda unutulmaz bir tad bırakırken etnik izler taşıyan kimliği ve çağdaş mimari konseptiyle keyifli bir lezzet durağı olacaktır.