Cumhuriyet Halk Partisi’nde kimin kazanacağı üzerine günlerdir tartışmalar sürüyor. Bir taraf “parti bizimdir, teslim etmeyiz” diyor, diğer taraf ise “asıl sahip biziz, geri alacağız” diye ses yükseltiyor.
Ama işin özünde bir gerçeği gözden kaçırıyoruz: CHP, şahısların, grupların ya da hiziplerin partisi değildir. CHP, Mustafa Kemal Atatürk’ün, bu ülkenin bağımsızlığı ve modern geleceği için kurduğu bir halk partisidir.
Bugün partiyi kimin yöneteceğinden daha önemli olan, bu yönetimin halkı mı, yoksa dar bir zümrenin çıkarlarını mı temsil edeceğidir. Çünkü CHP yalnızca seçim kazandıran bir makine değil; topluma umut veren, demokrasinin güvencesi olan bir çınardır.
İsimler değişir, koltuklar el değiştirir. Ama CHP’yi ayakta tutacak olan şey, halkın iradesine saygı duyan, örgütlerini dinleyen, ülkenin sorunlarına çözüm arayan bir anlayıştır.
Reis Çelik’in İnat Hikayeleri filminde yer alan “İnatçı Cambol Şaho” bölümü bizlere önemli bir örnek sunar. Unutulmaz değerimiz Tuncel Kurtiz’in, gazeteci Ali Başkan’ın ve hiçbir oyunculuk eğitimi almadan kamera karşısına çıkan Anadolu insanımızın hikâyesi… Aslında bu film, Anadolu’nun yaşanmış hikayelerden birinin sanatla buluşmuş halidir.
Cambaz Şaho’nun ya da bir başkasının kazanması değil; asıl mesele, halkın kazanıp kazanmayacağıdır. CHP, halkın umudunu büyütürse, asıl zafer o zaman kazanılmış olur.
|